Ana içeriğe atla

Antik Mısır’da Tarım Dönemleri (Akhet - Peret - Shemu)

 

Fertile, lush fields along the Nile

Mısır Uygarlığı, göz alıcı piramitleri ve insanlığa bıraktığı kültürel mirasla isminden çokça söz ettirir. Nil vadisinin eteklerinde krallık dönemlerine ayrılmış bu medeniyetin en belirleyici özelliği tarımsal açıdan verimli bir bölgede yaşıyor olmalarıydı. Sirius yıldızı şafakta yüksekte parladığı zaman yeni yılın ilk günü kabul edilir ve Nil Nehri taşardı. Bu onların takvimine göre Mayıs ayına tekabül eder. Bölgede yağmur yağmasada Etiyopya dağlarından gelen yaz yağmurları Nil’in taşmasına neden olurdu. Taşkınlar alüvyon ile birleşince topraktan alınan verim üç dört kat artmıştır.

Sel zamanı, ekim ve hasat zamanı olarak tarım dönemleri 3 ana maddede toplanır.

  1. Sel Zamanı (Akhet)
  2. Ekim Zamanı (Peret)
  3. Hasat zamanı (Shemu)

Akhet’te Nil, Mayıs’ta taşmaya başlar ve Temmuz’dan Ekim’e kadar akacak yüksekliğe ulaşırdı. Sel zamanı olarak da isimlendirilir.

Peret’te Kasım ayı içinde su çekilir ve torpak ekim için hazır hale gelirdi.

Shemu’da Mart’tan Haziran’a kadar olan 4 aylık süreçtir. Ekimler hasat edilirdi.

Sel zamanı(akhet) tarımsal açıdan önemli bir dönemdir çünkü suyun toprakla beslendiği bu dönem olmasaydı çiftçiler toprağı sulamakta daha çok zorlanacak ve bu durum mahsüllerin daha yavaş büyümesine sebep olacaktı. Anlaşılacağı üzere Nil, doğal süreçleri ile birllikte Mısır’da hayatı kolaylaştıran önemli bir nehirdir. Taşkın ve çekilme dönemlerinde bunu daha net görebliyoruz.

Kaynaklar:

Mısır, Yunan ve Roma- Charles Freeman: https://www.amazon.com.tr/M%C4%B1s%C4%B1r-Yunan-Antik-Akdeniz-Uygarl%C4%B1klar%C4%B1/dp/9752980783

https://www.q-files.com/history/ancient-egypt/farming-in-ancient-egypt/

Medium yazımdan kopyalanmıştır. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ufuksal Koordinat Sistemi ve Parametreleri

Tarihte, gözlemciyi, gökcisimlerini, Güneş'i ve gökadamızı temel alan birçok koordinat sistemi olmuştur. Biz bu yazıda Ufuksal Koordinat Sistemini tanıyacağız. 

Strabon ve Yanık Ülke

Coğrafyacı Strabon'un Gözünden Manisa Kula

Bahara Selam ama Mevzu Yük

Bugün eve "söyleyemediklerimi" götürdüm yüküm kapıdan bile geçemedi. Ne bunlar diye komşularım sordu "ondan bir hediye" dedim. Her gün bohça yapıp taşıyordum. Gidip geliyordu artık her yere benle. Kimi kitap, kimi fikir, kimi linguistik bir delil... Yürüyüşüm bir hantallaşmış sesim yorgunluğun titrek sedasında paylar alır gibi dilimden akmıştı. Masalar dolusu sözcükten bir haykırış esintisiydi vuku bulan harmoni. İçinde kendi sesimi seçmeye başladıkça farkında olduğum anı yaşamaya başladım.   Zihnimde yaşattığım şeyler ondan bana yansımış tiratlar ile güçlendi. Kitabım artık onlarca cilt, linguistik delillerim sağlam sesim yorgunluğu kaybetmiş enerjisine kavuşmuş mekanik bir sistem. Masalarda hayat buldum, kahvem baharın müjdecisi ilk cemrenin düşmesi gibi mideme aktı. Ateşin üstünden atlar gibiydim masa aralarından geçerken hedefim hep fikri izdüşümüme nail olan masam olurdu. Bana ait olan, beni bir yere ait kılan yüce masa. Formel ve maddi nedeni belli olsa da ere...